Evet brugge'daki son gunumuzde otelimizde yapilan kahvalti sonrasi yolumuza cikan bu guzel patisseride cay ve tatli keyfi yapmadan bruggedan gitmek olmazdi. Sabah sabah nasil guzeldi, gerci kahvaltinin hemen akabinde bu tatli tabagini bitirmek beni zorlasada yilmadim bitirdim :))
Vee Brugge'da masal gibi gecirilen gunlerin ardindan Bruksel'e gitmek icin tren istasyonuna geldik. Burada ilk gunden beri onunde uzuun kuyruklar olan bu buz heykelleri sergisini gordugumuzde bu sefer bombostu trenede biraz vaktimiz oldugu icin e hadi gezelim bos durmayalim dedik.Icerisi -6 derece oldugu icin baya soguktu hatta cikista herkese burunlarini silmeleri icin pecete dagitmalarida cok hosuma gitti cunku inanin ihtiyac oluyor:)
Keyifli bir tren yolculugu sonrasi Bruksel'e geldik. Ucagimizin oldugu saate kadar gelmisken buralarida gezelim dedik. Tren istasyonunda valizlerinizi koyabileceginiz kasalar var bizde hemen valizleri koyup attik kendimizi Bruksel sokaklarina.
Zaten tren istasyonu tam merkezde oldugu icin gorulecek heryere cok yakindi vaktimizde kisitli oldugundan hemen Grand Palace'a dogru yol aldik. Giderken once Galeries Royales St.Huberts'tan gectik. Guzel ve luks magazalarin oldugu hos bir yer.
Daha sonra aciktigimizin farkina vararak midye patates ve bira uclemesi icin bizim taksim cicek pazarini andiran Rue Des Bouchers'de bulunan unlu midyeci Chez Leon'a oturmaya karar veriyoruz.
Oturdugumuz yerdeki detaylarda bile midye vardi desem :)
Evet bu 800 gr'lik beyaz sarap ve krema soslu midye tenceresini ve patatesleri tek basima azmettim ve bitirdim inanilmaz lezzetli olmalarida bunda etkili olmus olabilir tabi :)
Yenilen lezzetli bir yemek sonrasi merakla beklenen Grand Place'e dogru yuruduk ve bizi inanilmaz guzel bir meydan karsiladi. Meydandaki yapilardaki ince iscilik inanin hayret edilesi ve saygi duyulasi derecede guzel. Tabi bol bol fotograf cektik ve cekildik japonlar sagolsun beni kirmadilar ve meydanin her bir yonunde kocamla fotografimiz oldu:)
Bu muhtesem meydani doyasiya izledikten sonra meshur Mannaken Pis nami diger iseyen cocugu gormeye gidiyoruz.
Tabi yolda duvarlari ve vitrinleri bir baska meshur belcikali Ten Ten susluyor kendisinin maceralarinida pek severim bu arada.
Biraz daha az yemis olsaydim bu waffellari inanin kacirmazdim!
Ve iste iseyen cocuk! Biz sokakta kocaman bir sey beklerken duvarin dibinde minicik bir seymis kendisi. Neyse gelmisken gormus olduk dedik ve meydana dogru tekrar geri donduk.
Grand Place meydaninda bulunan Hard Rock Cafe'ye oturup bir seyler icip artik gezimizi sonlandirmaya tren istasyonuna geri donduk.
Ve iste Brugge Gent ve Bruksel gezilerimiz boyle guzel ve keyifli gecti. Ama dogru soylemek gerekirse bizi en cok etkileyen Brugge oldu, sanirim dogru zamanda dogru yerdeydik. Bir daha yolumuz buralara dusermi bilmem ama Brugge kesinlikle bir kez daha gidilmeyi hakediyor.